İlk Kampımızdan İhtiyaç Tespiti Anıları


Pandemi nedeniyle, bu sene planladığımız bahar kamplarının hiç birini yapamadık. Oysa kamplara gidecek, kamplar hakkında yazılar yazacaktık.
Fakat yeni kampları paylaşamasak da, sizinle ilk kampımızın ve fotoğrafta solda altta gördüğünüz (basamak işlevi gören) taburenin hikayesini anlatmak istedim.
Öncelikle, ikinci fotoğrafta, ilk karavan kampımızda uyandığımda, karavandan çektiğim ve her karavancının ilk çektiği fotoğraflardan biri olan, karavan içinden doğaya baktığımız görüntüyü paylaşmak isterim. Bu manzara, damarınızda gezecek kamp sevdasının fitilini ateşleyen manzaradır. Evde bulamazsınız:)
İlk karavanımız, Pino 325 idi. Karavanımızı aldıktan sonra, defalarca içini düzenledik, ihtiyaçları tespit ve tedarik ettik. Karavan için bir avadanlık hazırladık, mutfak eşyalarını, piknik tüpümüzü, portatif mangalımızı, kamp sandalyelerimizi hazırladık ve yola çıktık. İlk kampımız, kısa süreli bir deneme kampı olacaktı, iki gün Akyaka Orman Kampı’nda kalacak, karavanı test edecektik.
Büyük bir heyecanla, karavanı bir kaç kez kontrol edip acil ihtiyaçların tamamını aldığımıza ikna olunca yola çıktık, sezonun başlamadığı nisan sonunda, Akyaka Orman Kampı’nın en güzel lokasyonlarından birine yerleştik. Karavanın destek ayaklarını açtık, depoyu doldurmak istedik ama hortumumuz yeterli uzunlukta değildi. Merkeze gidip hortum almaya karar verdik. Fakat içme suyumuz olduğu için, önce akşamüstü kahvaltısı yapmaya ve varsa başka eksikleri tespit etmeye karar verdik.
Masamızı ve yemeğimizi hazırlarken bir aksilik fark ettik: karavana giriş düşündüğümüzden daha zordu:) Basamağa ihtiyaç duyacağımızı düşünmemiştik, fakat işte bir ihtiyaç olarak karşımızda duruyordu. Özellikle, o günlerde 5 yaşında olan oğlumuz, karavana dizleriyle emekleyerek gibi girmek zorunda kalıyordu neredeyse. Hemen bir basamağa ihtiyacımız olduğunu not aldım.
Merkeze gittik, bir hırdavatçıdan sanırım 50 metre kadar bir hortum aldık. Bir başka yerde, fotoğrafta gördüğünüz tabureyi (basamak niyetine kullanmak için) satın aldık, bir iki gıda ihtiyacımızı da karşıladıktan sonra, kampa döndük. Ben daha tabureyi bagajdan çıkarmadan, yan tarafa deneyimli bir karavancı çift geldi. Adam bagajdan karavan stepnesini çıkardı, kapının önüne koydu. Stepneye göre kestirdiği ahşap bir tablayı da stepnenin üstüne oturttu ve işte basamakları olmuştu! (Daha sonra başka hiçbir kampta görmedim bu yöntemi, belki şans eseri bu yazıyı okursa, o pratik çözümü takdir ettiğimi bilmesini isterim.)
Biz tabureyi basamak niyetine bir gün kullanabildik, ertesi gün kırıldı. Tabi hortum meselesini unutmayalım. Hortum bu sefer de fazlaca uzun olduğundan, bir daha asla, satıcının sardığı kadar düzenli saramadık. Panikle aldığımız hortumun da hem çok ağır olduğunu ve fazla yer kapladığını, hem de kullanımının pratik olmadığını fark ettik. Hortumun bir kısmı sonraki dönemde hayatına bahçe hortumu olarak devam etti. Karavana ise Fiamma basamak ile pratik bir tekne hortumu aldık.
Gece olunca, karavana yatmaya girdik, tabi kamp ortamında terlikle gezdiğimiz için yatağa girmeden ayakları yıkamak şart. Duşta ayaklarımı yıkadım: su gitmiyor! Karavanı göz kararıyla destek ayağına aldığımız için, terazisi bozuktu ve karavanın içinde dengesizlik fark edilmeyecek kadar az olsa da, banyo gideri hafifçe yukarıda kaldığı için su tahliyesi çok azdı. Karavanı göz kararı (bu sefer biraz su gideri lehine düşünerek) tekrar dengeye aldım, sorunu çözdüm. Not defterime, karavanın önüne sermek için branda ve karavanı dengeye almak için su terazisini de ekledim.
Su tahliyesi işini çözmüştük, fakat su tahliyesinin bir de dışarıdaki suyu toplayacak bir kaba ihtiyaç duyacağını fark etmemiştik. (Kamp alanında bize yerimizi gösteren kişi, karavanda bulaşık yıkamayacaksanız suyu direk toprağa verebilirsiniz demişti. Turmepa sabun kullandığımız için o dönemde bu bize doğal gelmişti açıkçası)
Fakat ertesi sabah kalktığımda hem bunun kötü bir görüntü olduğunu, hem de su giderinden gelen suyun bizim masamızın kurulu olduğu kısma kadar geldiğini fark ettim: İhtiyaç listesine iki madde daha, 1- su gideri için kap (fiamma’nın troley bidonunu aldım) 2- tedbiren, portatif bir kamp küreği. Bir de kendime not: Sabun, deterjan, yağ vb içermese (gri su olmasa) bile, kampta su gideri asla asla asla, toprağa verilmez. Temizlikten öte bir özen meselesi bu. Fakat kamp sonunda temiz su deposunu boşaltma işlemi doğaya vermek suretiyle yapılabilir.
Karavanın dışında çöp kovasına ihtiyaç duyacağımızı fark etmemiştik, bu nedenle ikea’dan dolap kapağına takılan cinste bir çöp kovası alıp onu da kapıdaki göze takarak pratik bir çöp kovası elde ettik.
Karavanın içine tedbiren bir tablet sinek kovucu almıştık, ama zamanın daha çok dışarıda geçeceğini ve sinekle dışarıda da mücadele edilmesi gerektiğini aklımıza getirmemiştik. Marketten bir adet pil ile çalışan açık hava sinek kovucusu aldık. Güzel de iş gördü. Sonraki dönemde, spiral sinek kovucuya geçtik.
Karavanın dışındaki ışığın bize yeteceğini düşünmüştük, yeterli aydınlatma sağlamadı. Decathlon’dan şarjlı bir lantern aldık. Sonraki kamplarda bunu ikiledik, çok iş görüyor.
Karavanın brandasının pratik olmadığını gördük (ya da belki biz çözemedik) göze hitap etmediği gibi, orta kısmında çökme oluyordu ve ağaca bağlayacak şekilde konumlanmak gerekiyordu, ona rağmen yeterli verimi alamadık. Biraz da karavanın önünde bir yaşam alanı sağlamak amacıyla, pavilion/çardak aldık. Pratik kurulan, çok ağır olmayan ve çok sayıda gözüyle el altında olması gereken ıslak havlu, telefon, pil, peçete gibi eşyayı kaldıracak bir ürün seçtik, her kampta vazgeçilmezimiz oldu.
Marketten döndüğümüzde, karavanın kapısını yanlış anahtarla açtığımı fark ettim:) Karavanın muhtelif dış kapakları için 3 adet, kapı için 1 adet olmak üzere 4 anahtarımız vardı ve bu anahtarların tamamı karavanın kapısını açıyordu. Biraz araştırınca, posta kutusu anahtarlarının da karavan kapısını açabildiğini öğrendik, listeye ekledik: ek güvenlik kilidi.
Karavan çok eşya demek değil, fakat bazı ekipmanlar ya zorunlu, ya da kampın kendisini daha güvenli, keyifli, rahat kılmak için tercih sebebi.
Yazıda geçen bazı ürünlerin linkini de paylaşmak istiyorum, birebir aynı ürünler olmasa da, hangi ürünlerle bu ihtiyaçları giderdiğimizi görmenizi isterim: